Yıllık yüzde 7 artan enerji ihtiyacını karşılamak için 120 milyar dolar yatırım yapması gereken Türkiye’nin bu yılki yatırım planı 41 santral ile sınırlı kaldı
Şu andaki mevcut trendler, gerçekten gelecek nesilleri bir felakete doğru götürmek üzere. Bu tespit Uluslararası Enerji Ajansı’nın küresel enerji piyasalarını değerlendirdiği “World Energy Outlook’ raporunda yapıldı. Temelinde ise iklim değişikliğine neden olan gazların 3’te ikisini salgılayan enerji sektöründeki değişim ihtiyaçları yatıyor.
Bu noktada süreç, petrol ve doğalgaz kaynaklarındaki azalma ile birlikte tüm dünyada alternatif ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yapılacak yatırımları ön plana çıkarıyor. Yılık 65 milyar dolarlık enerji ithal eden Türkiye’de ise durum pek iç açıcı görünmüyor. Sektörün, 2023 yılına kadar enerji talebini karşılayabilmek için 120 milyar dolarlık yatırım yapması gerekiyor.
Yatırımlar durdu Uzmanlara göre, şu anki tüketim trendleri ile birlikte Türkiye’nin 15-20 bin megawatt gücünde 2 veya 4 nükleer santral, 1.100 civarında yeni hidroelektrik santral, 20 bin megawatt gücünde de rüzgar tribününe ihtiyacı var. Petrolü ve doğalgazı olmayan Türkiye tartışma konusu olan nükleer enerji ile tek tek iptal edilen HES projeleri ile hâlâ üretim açısından pek umut vermiyor. Sanayici ise Kırım ve güneyde yaşanan siyasi karışıklıklar nedeni ile var olan enerji kaynaklarından da olma korkusu içinde.
Türkiye ve dünya siyasetinde yaşanan çalkantılar, yatırımları da yavaşlattı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı verilerine göre Türkiye’de 2013’ün ilk yarısında 100 yeni santral devreye girdi. Santrallerin 15’i İzmir’de, 7’si Giresun’da, 6’sı Balıkesir’de kuruldu. Yeni santrallerin yarısı HES’lerden oluşurken, 22 rüzgar enerji santrali, 19 doğal gaz santrali, 4 çöp gazı santrali elektrik üretimine başladı.
Yabancı oranı düşük Bu yıl için Bakanlık tarafından açıklanan rakam ise 41. Bu çerçevede 2014 yılı yatırımlarının yüzde 69’unu hidroelektrik santraller, yüzde 21’ini rüzgar enerjisi santralleri, yüzde 7’sini termik santraller, yüzde 1,49’unu ise diğer enerji kaynakları oluşturacak. Yeni yatırımlar dışında sektördeki satın alma ve birleşme hareketlerinde de ciddi bir düşüş söz konusu. PwC Türkiye Enerji Sektörü Danışmanlığı tarafından hazırlanan ‘Türkiye Enerji Sektöründe Birleşme ve Satın Almalar Raporu’, sektöre olan yerli ve yabancı yatırımcı ilgisini ölçmek adına önemli bir gösterge. Rapora göre 2012 yılında 9.5 milyar dolarlık alım satım ve birleşme yapılırken, bu rakam 2013’te 7 milyar dolara düştü. İşlem sayısı da 45’ten 40’a düştü. İşlemlerde, yüzde 98 yerli yatırımcıya karşılık, yüzde 2 yabancı yatırımcı oranı var. PwC Türkiye Enerji Sektörü Danışmanlık Hizmetleri Ortağı Engin Alioğlu, 2014’e ilişkin öngörüsünde durgun bir yıl yaşanacağına dikkat çekerek, “Siyasi ve ekonomik belirsizlikler ile özelleştirme portföyünde eskiye göre daha az çekici varlıkların bulunması nedeniyle 2014 yılıyla ilgili öngörülerde temkinli olmakta fayda var. Bununla birlikte, Afşin Elbistan kömür madeni ve enerji santraline yönelik yeni bir yatırım kararı sektöre hareketlilik getirebilir” yorumunu yaptı.
Elektrik ‘yenilenmeli’ Konunun uzmanlarından, Uluslararası Enerji Ajansı Baş Ekonomisti Fatih Birol, TÜSİAD’ın görüş dergisine verdiği röportajda ise Türkiye’nin enerji verimliği ile ‘stratejik ülke’ seçenekleri üzerine yoğunlaşması gerektiğine dikkat çekiyor. Birol, “Türkiye’de yapmak üzere olduğumuz iki şey var. Birincisi enerji verimliliğini artırmak. İkincisi yenilenebilir enerjinin Türkiye elektrik üretiminin ciddi bir parçası olmasını sağlamak. Buna artı olarak Irak ile yapabileceğimiz bir anlaşma ve İsrail ile Doğu Akdeniz’deki gazın Türkiye üzerinden de taşınması söz konusu” ifadelerini kullandı.
SAYİME BAŞÇI / SÖZCÜ