Cari açığın (döviz açığının) büyümesini önlemek, küresel dalgalanmadan etkilenmemek için ekonomi yönetiminin bir takım önlemler üzerinde çalıştığı biliniyor
Taksitli satışlar sınırlanınca, taksit sayıları azaltılınca bunun cari açığa nasıl bir etkisi olur? Bu sayede ekonomi küresel riske karşı nasıl dayanıklı hale gelir? Bu konudaki sorular ve çözüm önerileri çok.
Peki kimler borçlanıyor?
Merkez Bankası yılda 2 kez Finansal İstikrar Raporu yayınlıyor. Son yayınlanan rapora göre;
Tüketici kredisi kullananların yüzde 33’ünün geliri 1000 TL’nin altında. Yüzde 26’sının geliri 1000 TL ile 2 bin TL arasında. Yüzde 15’inin geliri 2 bin TL ile 3 bin TL arasında. Yalnızca yüzde 11’inin geliri 5 bin TL’den fazla.
Yani şu demek; tüketici kredisi kullanan her 100 kişiden 59’unun geliri 2 bin TL’nin altında.
Tüketici kredisi kullanan her 100 kişinin 51’i maaşlı çalışan.
Tüketici kredisi kullananlar, alt gelir grubundakiler, tüketici kredisi ile yaşamlarını sürdürmeye çalışanlar. Tabii ki bunu mecbur kılan ekonomi politikaları.
Bu durumda suçlu bulundu değil mi?
Neden borçlanılıyor?
Suçlu olanlar aylık geliri 1000 TL’nin, 2 bin TL’nin altında olanlar ancak ve ancak ihtiyaçlarını karşılamak için tüketici kredisi kullanıyor. Taksitleri uzatarak, borç yükünü zamana yayarak yaşamaya çalışıyor.
Gerçekte, bu gruptaki insanların tüketici kredilerini kısmadan, taksitlerini azaltmadan önce, “neden böyle?” sorusuna cevap gerekiyor.
Tüketici Kredileri ve Kart Borçları Toplam Kredilerin Ne kadarı?
Tüketici kredileri ile kredi kartı borçları, toplam banka kredilerinin belli bir bölümü. Geçmiş yıllara bakıldığında toplam kredilerin üçte biri kadar. Her geçen yıl bu oran azalıyor. Bu oran mı cari açığı artırıyor?
Kredilerin ne kadarı konut kredisi?
Tüketici kredilerinin yüzde 45’i konut kredileri. Oto kredilerinin tüketici kredilerindeki payı yalnızca yüzde 3. Kredi kartı borçlarının yüzde 60’ı küçük miktarlarda ve taksitli borçlar.
Diğer krediler?
Banka kredilerindeki artışta tüketici kredileri ile kredi kartı borçları toplamının payı değişmiyor. Demek ki cari açık artışını sadece tüketici kredileri ve kredi kartı borçları artışına bağlamak doğru değil.
Tablodaki rakamlara göre, toplam kredi artışı mutlaka büyümeye yol açmıyor. 2013’ün ilk 9 ayı kredi büyümesi 2011’deki büyüme dolayında. Ama ekonomi büyümüyor.
Kredi büyümesi üretim yerine ithalattan beslenen tüketimi besliyor. Burada üzerinde durulması gereken kredi büyümesi, toplam kredilerin yüzde 1/3’ünü oluşturan tüketici kredileri ve kredi kartı borçları büyümesi değil. Toplam kredinin 2/3’ünü oluşturan bölümün nereye gittiğine bakmak gerek.
Kaynak: Milliyet İnternet Sitesi
Merkez Bankası Finansal İstikrar Raporu