Category Archives: Akıllı binalar

Türk inşaat sektörünün örnek yeşil binasına Londra’dan büyük ödül

 

Avcı Architects tarafından tasarlanan Ankara’daki Türkiye Müteahitler Birliği (TMB) binası, İngiltere’nin en prestijli mimarlık ödüllerinden biri olan Building Awards 2014’te “Yılın En İyi Uluslararası Projesi” ödülüne layık görüldü. Yarışma jürisi, TMB binasını, “üstün entegre tasarım anlayışı” ve “mimarlık ve inşaat sektörlerinde eşik yükselten yaklaşımı” nedeniyle ödüle değer buldu.

Avcı Architects tarafından Ankara’da tasarlanan ve geçtiğimiz Ocak ayında açılışı yapılan Türkiye Müteahhitler Birliği Binası, mimarlık, iç mimarlık, yapı ve gayrımenkul sektörlerinde faaliyet gösteren İngiliz UBM Built Environment firması ve Londra merkezli Building dergisi tarafından organize edilen Building Awards Ödülleri’nde En İyi Uluslararası Proje seçildi.

TMB Binası, aynı kategoride finale kalan ve aralarında Aedas tasarımı Al Bahr Towers ile Foster + Partners tasarımı Queen Alia International Airport gibi iddialı projelerin de bulunduğu 5 finalist arasından sıyrılarak, En İyi Uluslararası Proje kategorisinde ödüle değer bulundu.

Jüri heyeti, TMB Binası’nı ödüle taşıyan en önemli nitelikleri, “projenin üstün entegre tasarım anlayışı, yerellik vurgusu, inşaat sektöründe AR-GE çalışmalarını teşvik edici olması ile mimarlık ve inşaat sektörlerinde eşik yükselten yaklaşımı” ifadeleriyle dile getirdi.

Türkiye Müteahhitler Birliği’nin, Ankara Çankaya’daki yeni genel merkez binası için düzenlediği davetli proje yarışmasında birinci seçilerek inşa edilen binanın Avcı Architects imzalı tasarımını benzersiz kılan en önemli unsurlardan biri de, yeşil bina teknolojilerini bir adım öteye taşıyan termal labirent sisteminin Türkiye’de ilk kez bu projede kullanılıyor olması. Sürdürülebilirlik Danışmanlığı’nı Londra merkezli danışmanlık firması Atelier Ten’in yaptığı proje, toprak zeminin belli bir derinliğinde yıl boyu sabit olan sıcaklığı kullanarak ısıtma ve soğutmadaki enerji tüketimini minimize eden labirent sistemi başta olmak üzere, bünyesindeki çok çeşitli ekolojik uygulamalar sayesinde standart binalara oranla yüzde 50′ye yakın enerji tasarrufu sağlıyor ve bu nitelikleriyle de Türk inşaat sektörüne öncülük yapıyor.

Mimar İşveren Uyumunun Başarılı Örneği…

Türkiye Müteahhitler Birliği’nin 60. kuruluş yıldönümünde ana yüklenici olan MESA’nın titiz üretim süreci ve yüksek inşaat kalitesiyle hayata geçirilen ve Türkiye’de yeşil bina kategorisinde benzersiz teknolojilerle inşa edilerek bir örnek proje heline gelen TMB Genel Merkez Binası, mimar ve işveren uyumunun da Türkiye’deki başarılı örneklerinden biri. TMB Başkanı Emin Sazak’ın vizyonu ile Avcı Architects’ın kurucusu, Mimar Selçuk Avcı’nın sürdürülebilir entegre tasarım alanındaki uluslararası deneyimleriyle hayata geçen proje, LEED Platinum sertifikasına da aday.

TMB Binası’nın Sürdürülebilirlik Kriterleri

Entegre tasarım: Proje, tasarım çalışmaları kapsamında tüm disiplinlerin mimar tarafından koordine edildiği, etütlerin, AR-GE çalışmalarının yapılarak, Türkiye’deki inşaat ve malzeme sektörünün gelişimine katkıda bulunan ve yerel malzemelerin kullanımını teşvik eden bir ‘entegre tasarım’ örneğidir.

Termal Labirent: LEED Platinum Sertifikası adayı olan yapının en dikkat çeken özelliklerinden biri olan termal labirent sistemi Ankara’nın tipik iklim özelliği olan gündüz ve gece arasındaki sıcaklık farkını kullanarak önemli ölçüde enerji tasarrufu sağlıyor. Termal labirent yaz aylarında düşük gece ısısını depolayarak gündüz yapının pasif olarak soğutulmasını, kışın ise toprak altının öz ısısının kullanılarak yapının pasif olarak ısıtılmasını sağlıyor.

MESH sistemi: Binanın cephesinde kullanılan ve paslanmaz çelik malzemeden üretilen mesh (ağ) sistemi, güneşe açık yüzeylerde aşırı ısınmayı önlüyor ve binanın aldığı gün ışığını optimize ediyor.

Mekanik sistemler: Binada kütlesel ısıtma ve soğutma sağlayan betonarme döşeme içi borular, bina iklimlendirmesinde enerji tasarrufu sağlayan “chilled-beam” (soğuk kiriş) sistemi, su tasarrufu sağlayan vitrifiye elemanları, sıcak su sağlanmasında kullanılan güneş kolektörleri, bahçe sulamasında ve tuvaletlerde kullanılmak üzere yağmur suyunun toplanması gibi ekolojik sistemler yer alıyor.

Elektrik sistemleri: Yapının enerji ihtiyacının yaklaşık %5′i bina çatısına yerleştirilecek fotovoltaik panellerle karşılanıyor. Binada yer alan enerji tasarruflu LED aydınlatmalar, binanın fiziksel durumunu kontrol altında tutan otomasyon sistemi, gün ışığına ve harekete duyarlı aydınlatma seviye otomasyonu ve gökyüzünde ışık kirliliğini azaltan dış aydınlatma tasarımı binanın önemli ekolojik unsurlarını oluşturuyor.

Çevreci peyzaj: Peyzaj tasarımında az su tüketen endemik bitkiler tercih edilerek bütünsel bir yaklaşım elde ediliyor. Sulama gerektirmeyen bitkilerin kullanılacağı yeşil çatı sistemi su tasarrufu sağlarken yaz aylarında binanın ısınma gereksinimini azaltarak enerji tasarrufuna da katkıda bulunuyor.

TMB Binası’nın Mimari Tasarım Kriterleri

Avcı Architects tasarımı Türkiye Müteahhitler Birliği Binası’nın mimari programında tipik bir ofis binasının gereksinimlerinin en optimize şekilde karşılanmasının yanında, bir dernek binasının özel ihtiyaçlarına da cevap verecek şekilde farklı fonksiyonlar yer alıyor. Kütle kompozisyonu bu farklı fonksiyonları dışavurumcu bir anlayışla organize ederken, mahremiyetin sokak seviyesinden üst katlara çıkıldıkça dereceli olarak kontrol edilmesini de sağlıyor.

Binanın tasarımında TMB’nin kurumsal şeffaflık ilkesinin yapıda okunurluğu hedeflenmiş ve bu doğrultuda iç ve dış mekanlarda hem kurgusal hem de yapısal bir araç olarak geçirgenlik esas alınmış. Bu bağlamda, yapının zemin kotunda kent dokusu ile ilişki sağlayan fonksiyonlar aracılığı ile kamusal alanın devamlılığı sağlanırken, yapının ana kurgusunu sağlayan atrium da, bina içinde katlar arasındaki görsel ilişkiyi giriş katından ofis alanlarına taşıyor. Yapının mekansal kurgusu, daha yukarı çıkıldıkça yönetim katı ve ‘salon’ alanı gibi özel mahallerin mahremiyetini de gözeterek cam bir çatı ile sonlanıyor.

Binanın cephesinde ise cephe kabuğu iki katmandan oluşuyor. Yapıyı saran ilk katman klasik bir cam cama birleşimli panel sistem, ikinci katman ise gölgelendirme ve güneş kontrolünü̈ sağlayan paslanmaz çelik ağ olarak belirlenmiş. Hassasiyetle tasarlanan bu katmanın yoğunluğu bina sakinlerinin dışarısı ile ilişki kurmalarına engel olmadan, yönelimlere göre açıklıkları optimize ederek güneşten kaynaklı ısı kazanımının önüne geçmek üzere hesaplanmış.

Türkiye Müteahhitler Birliği Binası, tüm disiplinlerin mimar liderliğinde en ince ayrıntısına kadar koordine edildiği, deneyimlerin, etütlerin, AR-GE çalışmalarının yapılarak Türkiye’deki inşaat ve malzeme sektörünün gelişimine katkıda bulunan ve yerel malzemelerin kullanımını teşvik eden, bir ‘entegre tasarım’ ürünü olmasıyla dikkat çekiyor.

Mimar Selçuk Avcı’nın TMB Binası Hakkındaki Görüşleri

“TMB Binası, ülkemizde ve bölgemizde sürdürülebilir inşaat, sürdürülebilir çevre için çabalayanlara yol gösterecek iyi bir örnek, bir işaret ışığıdır. Sürdürülebilirliğe giden yolda insani ve ekolojik sağlık yalnızca ilk adımdır. TMB’nin yeni genel merkez binası, tüm bu kavramlarla ilgili farkındalık yaratmak, teşvik etmek gibi bir öncü rol üstlenmiştir.

TMB Binası’nın İngiltere’nin en prestijli mimarlık ödüllerinden biri olan Building Awards 2014’te jüri tarafından ‘üstün entegre tasarım anlayışı’ ve ‘mimarlık ve inşaat dünyasında eşik yükselten yaklaşımı’ nedeniyle “Yılın En İyi Uluslararası Projesi” ödülüne layık görülmüş olması yapının sahip olduğu bu değerlerin yalnız Türkiye’de değil, uluslararası arenada da öncül nitelik taşıdığını gösteriyor.”

TMB Başkanı Emin Sazak’ın TMB Binası Hakkındaki Görüşleri:

“Türkiye Müteahhitler Birliği’nin yeni merkez binasını sürdürülebilirlik değerlerimizi yansıtan ilkelerimiz doğrultusunda projelendirdik. Yeni genel merkezimizi hayata geçirirken arsa seçiminden başlayarak, yapım ve işletme süreci boyunca başta çalışan sağlığı ve güvenliği, enerji ve su verimliliği olmak üzere entegre tasarım, ‘açık defter’ kontrat, yapım aşamasındaki risklerin paylaşımı, malzeme seçimi gibi bir çok konu dahil ‘sürdürülebilirlik’ ilkesinin tüm şartlarını yerine getiren örnek bir tasarım ve inşaat sürecini hedefledik. Her yıl milyarca dolar enerji ithalatı yapan Türkiye’nin enerji ihtiyacını azaltacak projelere ihtiyacı olduğunu düşündüğümüzden düşük karbon emisyonlu projelerin gerçekleşmesinde yönetim binamızla bir örnek yaratmayı hedefledik. Projemizin bir diğer önemli özelliği de tüm malzeme ve danışmanlık süreçlerinde azami ölçüde yerli imalat ve insan gücüyle çalışmış olmamızdır. Tüm bu çabaların uluslararası anlamda böylesine değerli bir ödülle perçinlenmiş olmasından gurur duyuyoruz.”

Kaynak: http://www.akillibinam.com/turk-insaat-sektorunun-ornek-yesil-binasina-londradan-buyuk-odul/#ixzz30XwlWPyq

Samsung’dan Akıllı Ev Ekosistemi

Samsung, sadece akıllı telefonlar, tabletler, TVler ve diğer elektronik eşyalardan sonra akıllı saat de sundu. Ama duracak gibi görünüyor. Bir süredir akıllı ev için çalışmalar yapan firma tüm bu akıllı cihazların birbiriyle bağlantıya geçmesini istiyor. Gelecekte Smart Home akıllı ev ekosistemi kullanıma girdiğinde akıllı telefon , tablet ya da saatten evdeki sistemler kolayca kontrol edilebilecek.
İlk aşamada ekosistemi üç ana yazılım oluşturacak: Cihaz Kontrolü, Ev Görünümü ve Akıllı Müşteri Servisi. Cihaz Kontrolüyle evdeki elektrik sistemi, havalandırma, görüntüleme birimleri ilgili uygulamalarca kontrol edilecek. Ses, dokunmatik ekran, uzaktan kumanda ile verilen komutlar yerine getirilecek.
Evdeki farklı kullanıcılara özel farklı profiller bulunacak. Ayrıca farklı işlemler için ön ayarlar yapılabilecek. Örneğin uyumadan önce yatağa geçerken uyku modu komutu verilebilecek. Dışarı çıkarken başka bir komutla birden çok işlem aktifleştirilebilecek.
Ev Görünümü ise gerçek zamanlı görüntüleme imkanı veriyor. Dışarda olsanız da net biçimde bilgi sahibi olacaksınız. Akıllı Müşteri Servisi cihazlar için son kullanıcı desteği sağlayacak. Bu senenin ortasından sonra akıllı ev uyumu olan Samsung ürünleri sunulmaya başlanacak.
AKILLI BİNAM

“1 milyon bina ‘yeşil’ olursa 100 milyar lira tasarruf edebiliriz”

ÇEDBİK Başkanı Erten, “Ortalama bir yeşil bina başına yılda 100 bin lira tasarruf etsek, 1 milyon yeşil binamız olduğunda 100 milyar lira tasarruf ederiz. Türkiye’de şu anda yaklaşık 60 tane sertifika almış bina, 313 tane LEED sertifikasına başvuru kaydı var. Yeşil binanın en yaygın olduğu iller, İstanbul, Ankara, İzmir, Manisa, Gaziantep ve Antalya.”
Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği (ÇEDBİK) Başkanı Dr. Duygu Erten, ortalama bir yeşil binanın, yılda 100 bin lira tasarruf ettiğini belirterek, “Eğer 1 milyon bina ‘yeşil’ olursa, yılda 100 milyar lira tasarruf edebiliriz” dedi.
Erten, Türkiye Yeşil Binalar Konseyi olarak, yeşil bina konusunda sektörün en büyük yeşil bina platformu konumunda bulunduklarını belirterek, uluslararası yeşil bina sertifikaları olan LEED, BREEAM ve DGNB grubunun Türkiye’deki kardeş kuruluşu olduklarını ifade etti.
Yeşil bina sayısını, sertifikalı binalara bakarak verebildiklerini dile getiren Erten, “Her bina sahibi çıkıp ‘benim binam yeşil’ diyebilir. Buna ancak bir tescili varsa biz yeşil bina diyebiliyoruz. Türkiye’de şu anda yaklaşık 60 tane sertifika almış bina, 313 tane de LEED sertifikasına başvuru kaydı var. LEED, Amerika’nın yeşil bina sistemi, bir kriterler kılavuzunun adı. BREEAM da aynı şekilde bir İngiliz kuruluşu. Almanya’nın da DGNB adında bir kuruluşu var. Türkiye’de şu anda 400′e yakın bina bu sertifikalarla taçlandırılmak üzere çalışmalar yapıyor.”
Erten, toplamda 600 kadar binanın bu çalışmayı yaptığı halde sertifika almadığı tahmininde bulunarak, bunun sebebinin sertifikasyonun maliyeti veya bu işin yapılması için gerekli olan çalışmanın zorluğu olduğunu söyledi. Erten, bu işin en kolay yolunun, kişilerin kendi kurumlarında uzmanlar yetiştirerek, kendi binalarını kendilerinin değerlemesi olduğunun altını çizdi.
Yeşil binanın en yaygın olduğu illerin başında İstanbul’un geldiğini belirten Erten, diğer illeri ise Ankara, İzmir, Manisa, Gaziantep ve Antalya şeklinde sıraladı.
Gaziantep’in çok eskiden bu yana yeşil bina çalışması yaptığını dile getiren Erten, “Konya Belediyesi bisiklet yolları yapıyor. Seferihisar Belediyesi, Cittaslow (Sakin Şehir) hareketini başlattı. Eskişehir Belediyesi yeni yapacağı binasını LEED Sertifikalı yapıyor. Küçükçekmece Belediyesi, Türkiye’nin ‘BREEAM Very Good’ kategorisinden sertifika alan ilk kamu binası oldu. Aslında çok başarılı belediye çalışmaları başladı. Gönül ister ki var olan belediye binaları da iyileştirilmeye başlansın. Asıl var olan stokta müthiş bir enerji tasarrufu potansiyeli var” diye konuştu.
“Her bir birey, sağlıklı yaşamak için yeşil bina talep etmeli”
Duygu Erten, var olan binalar ile yeni yapılacak yeşil binalar arasında karşılaştırma yapılamayacağını belirterek, binanın yıkılmaması gereken iyi bir bina olması halinde, bunun yeşil bina haline getirilmesinin, yeniden yapılmasından daha iyi olacağını söyledi.
Yeşil binaların maliyetli olup olmadığı konusunda ise Erten, “Aydınlatma konusunda iyileştirme yaptığınızda bunun size geri dönüşü 2-3 yıl. Siz bu konuda iyileştirme yaptığınızda bu size yüzde 40′lara varan enerji tasarrufu sağlayacak” diye konuştu.
Erten, bir devletin, ülkesine gelen yatırımcıya, ülkeyi kirletmemesi ve binasını yeşil yapması ön koşulunu getirmesi gerektiğinin altını çizerek, şunları anlattı:
“Türkiye yatırımcıların göz bebeği bir ülke ve lokasyon olarak çok iyi bir bölgede bulunuyor. Yatırımcı, dünyanın herhangi bir yerine yatırım yapmaktansa, bizim Orta Anadolu’ya veya Güney Doğu Anadolu’ya yatırım yapabilir. Fabrika açmak için teşvikler var. Türkiye’de kentsel dönüşümde öyle bir fırsat var. Eğer biz yeni yapılacak binaların hepsini yeşil yaptırırsak, gerçekten ülkemiz için hem enerji, su tasarrufu hem de aynı zamanda daha kaliteli bir nesil ortaya çıkarmış olabiliriz.”
“Ortalama bir yeşil binanın, yılda 100 bin lira tasarruf ettiği düşünüldüğünde, 1 milyon yeşil binamız olursa 100 milyar lira tasarruf edebiliriz” diyen Erten, hem tasarruf hem de yeşil binaların sağlıklı olması vesilesiyle de, her bir bireyin sağlıklı yaşamak için yeşil bina talep etmesi gerektiğini söyledi.
Kamunun 4 yıl öncesine göre konuyla daha da ilgilendiğini ifade eden Erten, belediye binalarından başlayarak bunların örnek olarak yeşil bina haline getirilmesini beklediklerini söyledi.
Kalkınma Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın bir araya gelerek ulusal yeşil bina sertifikası için bir platform oluşturmasını ve ÇEDBİK’in bunu koordine etmesi gerektiğini ifade eden Erten, “Bu, bir tek Bakanlığın sahiplenebileceği bir şey değil. Hepsinin ortak çalışması gerekli” dedi.
Konutlarda yeşil bina yapmanın konut üreticisine daha fazla maliyet getirmeyeceğini dile getiren Erten, daha az su tüketen vitrifiyeler kullanmak, duvarı içinde organik uçuşan bileşikler olmayan boya seçmek, kullanılan ahşabın belirlenen ormanlardan alınması veya dışarıya su isteyen bitkilerin değil, su istemeden yaşayabilen yeşilliklerin ekilmesinin akıllı çözümler olduğunu söyledi.
Yeşil binanın geçmişten bu güne Türkiye’de kullanıldığını ve buna Mardin’deki yerel evlerin örnek gösterilebileceğini belirten Erten, son günlerde bu konunun sık sık gündeme gelme sebebinin, son 30 yılda emlak sektöründe yapılan kalitesiz binalardan alınan tatminsizlik olduğunu dile getirdi.
Erten, 10 yıl sonra her şeyin sudan ucuz olacağını, Türkiye’nin de ciddi su sıkıntısı çekeceğini ifade ederek, insanların o günlere nasıl hazırlandığının önemli olduğunun altını çizdi.
Yeşil bina konusunda önde gelen ülkeleri ise Amerika, Kanada, İngiltere, Avustralya ve Almanya şeklinde sıralayan Erten, bu ülkelerin yeşil bina noktasında başarılı olmalarının sebepleri arasında kamu desteğinin olduğunu, özellikle Amerika’da LEED için kamu teşviki verilmesinden kaynaklandığını anlattı.
Duygu Erten, çevre dostu olmayan firmaların rekabeti kaybedeceğinin altını çizerek, artık ihracatta da EPD belgesi aranacağını, bu belgeye sahip olmayan üreticilerin ihracat yapamayacağını söyledi.
Türkiye’de Yeşil bina sertifikası için ulusal bir sertifikalama enstitüsü kurulması gerektiğine değinen Erten, bunun TÜBİTAK’ın altında veya TSE’ye paralel bir enstitü olabileceğini, bu belgeleme işinin çok profesyonel bağımsız bir kurum tarafından yapılması, ayrıca ÇEDBİK’in de bu konuda öncü danışman kuruluş olması gerektiği görüşünü dile getirdi.
“Uluslararası Yeşil Binalar Zirvesi”
Dernek tarafından yapı sektörünün yeşil dönüşümüne liderlik etmek amacıyla bu yıl üçüncü kez düzenlenecek “Uluslararası Yeşil Binalar Zirvesi”nin, 20-21 Şubat 2014 tarihlerinde gerçekleşeceğini belirten Erten, zirvede sürdürülebilirlik konusunda çok değerli konuşmacıları ağırlayacakları bilgisini verdi.
Erten, zirvede Türkiye’de ve dünyada sürdürülebilir/yeşil bina sektörünün önde gelen paydaşlarını, gayrimenkul ve inşaat şirketlerinin üst düzey yöneticilerini ve konusundaki en uzman kişileri konferans, panel ve seminerlerde bir araya getireceklerini, yapı sektöründe bilgi paylaşımı için nitelikli bir tartışma ortamı oluşturacaklarını anlattı.
Dünya Yeşil Binalar Konseyleri Avrupa Bölgesel Ağı’nın (ERN) yıllık toplantısının da 3. Uluslararası Yeşil Binalar Zirvesi kapsamında ilk kez Türkiye’de gerçekleşeceğini belirten Erten, 100′den fazla konuşmacıyla 40′tan fazla oturumun yer alacağı Zirve’de Ulusal Yeşil Bina Sertifikası’nın ve Yeşil Okullar projesinin tanıtımının yapılacağını sözlerine ekledi.
AKILLI BİNAM

Önce Isı Yalıtımı Sonra Enerji Kimlik Belgesi

Türkiye’deki binaların enerjiyi daha verimli ve tasarruflu kullanmaları için Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığının çalışmaları doğrultusunda hazırlanan Enerji Kimlik Belgesi alma zorunluluğu ile, Türkiye’de şimdiye kadar 150 bin konut EKB aldı.
2007 yılında yayınlanan “Enerji Verimliliği Kanunu” ve 2008 yılında yayınlanan “Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği” ile birlikte yeni yapılan binalar 1 Ocak 2011 tarihinden itibaren zorunlu olarak Enerji Kimlik Belgesi almaya başladı. Mevcut binalara ise 2017 yılına kadar Enerji Kimlik Belgesi alma zorunluluğu getirilmişti.
Binanın enerji ihtiyacı ve enerji tüketim sınıflandırması, yalıtım özellikleri (ısıtma/soğutma sistemlerinin verimi) ile ilgili bilgileri içeren Enerji Kimlik Belgesi, yeni binaların belediyelerden yapı kullanma izni alması aşamasında zorunlu tutuluyor.
Filli Boya Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Gülay Dindoruk konuyla ilgili olarak “Ülkemizde enerjinin yaklaşık %37,2’sini binalarda, binalarda harcadığımız toplam enerjinin de %70’ini de bina ısıtmasında kullanıyoruz. Bu durum, ülkemizdeki toplam enerjinin %26’sını binaları ısıtmak için harcadığımızı gösteriyor.
Toplam enerjimizin yaklaşık %75’ini ve doğalgazımızın neredeyse %100’ünü ithal yollarla tedarik ettiğimizi göz önünde bulundurursak, binalarda uygulanacak olan verimliliğinin ne kadar önemli olduğunu görebiliriz. ” dedi.
Binalarda tüketilen enerjiyi azaltmak için, alınacak tedbirlerin EKB ile belgelendirilmesinin son derece önemli olduğunu vurgulayan Dindoruk sözlerine şöyle devam etti: “ Isı yalıtımı sonrası alınmış EKB ile konutların sahibi veya kiracısı hem ısı yalıtımının sağladığı %50 tasarruftan istifade ediyor, hem de binanın alım-satımdaki değerinin artmasını sağlıyor.”dedi.
Isı yalıtımı ile sağlanan yakıt tasarrufu ve ısı yalıtımı sonrası alınmış EKB’nin binanın değerine sağladığı katkı göz önünde bulundurulursa, mevcut binalara önce ısı yalıtımı yapılması, ardından da EKB alınması hem binaya değer katacak hem de kış aylarında doğalgaz yaz aylarında ise klima kullanımı ile oluşacak elektrik maliyetini düşürecektir.
Isı yalıtımı öncesi durumu bilmek ısı yalıtımının sağladığı katkıyı görmek açısından önemlidir, ancak unutulmamalıdır ki, ısı yalıtımı sonrası EKB’nin yenilenmesi gerekecektir. Bu sebeplerden dolayı, izlenmesi gereken en doğru yol, önce ısı yalıtımı yaptırmak ardından EKB almaktır.
AKILLI BİNAM